
Sümela’nın Şifresi ve Moskava’nın Şifresi filmleri ile gişede yüzü gülen yönetmen Adem Kılıç yine bir karadeniz filmi ile seyirci karşısına çıkıyor. Baştan söyleyeyim ilk iki film ile konu ve nerede ise tüm oyuncular farklı. İlk iki filmi sevip ona göre giderseniz hayal kırıklığı yaşarsınız. Ve boşuna filmde bir şifre aramayın ilk iki filmden kala kala bir tek isminde şifre kalmış. Yine hocamız yer yer Bizum Hoca filminde ki hocayı andırıyor. Ama bu film maalesef Bizum Hoca’ya göre daha kalitesiz ve daha basit kaçıyor.

Oyunculuklar konusunda ise bir iki kelam edersek filmin baş rolleri Çetin Altay ve Ahmet Varlı
performansları ile hayal kırıklığı yaratırken. Bu anlam da filmin kurtarıcıları Didem Balçın ve Köksal Engür oluyor. Bunun yanı sıra Ahmet Kural’ı çok kısa bir sahne de görsek de konuşmadan mimikleri ile Charlie Chaplin’e selam yolluyor.
Olumlu yanları ise futbol esprileri güzeldi. Burada Yılmaz Vural ayrı bir alkışı hak ediyor. Bunun yanı sıra dini/politik göndermeler güzeldi. Tabi ki yeşile ve ranta gözünü diken müteahhitlere söyleyecek güzel sözleri vardı. Bunun yanı sıra medyaya da diyecek birkaç kelamı var filmin. Buralar da derdini anlatırken film salonu daha çok güldürdü. Çünkü espriler zorlama değildi yani doğaldı. Salonda yaşadıklarını, haberlerde okudukları gerçek şeyleri beyazperdede tiye alınmış ve bu konuda eleştiri getirildiğini görünce daha çok güldü, küfürlü zorlama sahnelere göre.
Kısaca toparlamak gerekirse çok çok daha iyi olabilecek bir film maalesef hayal kırıklığı ile bitiyor. Karadeniz insanlarının sıcak ve doğal komikliği ise bir kez daha yüzümüze vuruyor.
Tüm sinema severlere iyi seyirler...