
2013 Mayıs ayında yaşanan büyük gezi direnişinde, sosyal olaylara hassas tavrı ile bilinen Çarşı, Kuvayı milliye rolü üstlenmişti. Ayrıntılarını Gezi Parkı ve Spor Dünyası yazımda açıklamıştım. Haziran direnişinden hemen sonra sonbaharın geldiği dönemde Çarşıyı, Geziyi ve daha birçok şeyi bize anlatacağını umduğumuz bir film girdi gösterime.
Filmin gösterime girdiği dönem itibari ile ayrı bir heyecan veriyor. Hükümet Çarşıyı düşman belledi. Tüm düşünen insanlara yaptığı gibi Çarşı ’ya da bir şey yapabilir. Ama halk Çarşı’yı bağrına bastı. Galiba en önemlisi de bu. Beşiktaş semtini kullanımı, İnönü stadını kullanımı gayet başarılı idi. Bunun yanı sıra abbasağa parkına saldıran paralı köpekleri, çarşının haşat edişi hem çok güzeldi, hem de son günlerin deyimi ile çok manidardı.

Filmimizin kadrosu mükemmel. Her bir oyuncu birbirinden değerli. Ama filmi izlerken oyuncuların hepsinin hatır gönül meselesi ile gelmiş izlenimi veriyor. Çünkü filmde büyük ihtimal zaman darlığı sebebi ile senaryo ve kurgu arasında büyük bir iletişimsizlik var. Bu sebep ile de bize duygu geçmiyor. Finali ise ayrı bir sorun. Finali çocuk filmlerinde karşılaşacağımız kadar basitti. Bunun üzerine Eyşan hanımın amatör oyunculu ve fazla dramatize edilmiş karakteri filme yazık ediyor. Endüstriyel futbola tokat atıyor ama atarken Yeşilçam klasiklerine saplanarak yazık ediyor. Filme estetik açıdan baktığınız da fazlası ile hata bulabiliyorsunuz. Aydın Bulut’un fazlaca çalıştığı televizyon alanında değerlendirirsek filmi daha estetik bulabiliriz.

Tüm sinema severlere iyi seyirler…