Fırtınanın İçinde Filmi Eleştirisi

   Orjinal ismi "Into the Storm" olan ve 22 Ağustos 2014 tarihinde vizyona giren gerilim aksiyon türlerinde ki Abd filmidir. Yönetmen koltuğun da Steven Quale bulunmaktadır. Senaryo ise John Swetnam'a ait. Filmin Baş rollerinde ise Richard Armitage, Sarah Wayne Callies, Max Deacon, Nathan Kress, Alycia Debnam-Carey ve Matt Walsh yer almaktadır. Filmin İmdb puanı ise 6,3'tür.

   Filmin teaser fragmanı Golden Trailer Ödülleri'nde 'En İyi Ses Kurgusu' ödülüne layık görüldü. Film ile ilk diyeceğim filmi izlerken sürekli aklıma Twister filmi geldi. Galiba bir çok seyirci filmi izlerken aklına Twister filmi gelecek çünkü benzer sahneler oldukça bol.

   İlk başta belirtmeliyim ki adrenalin sevenlerin keyif alarak izleyeceğini tahmin ettiğim bir film. Bunun yanı sıra görsel efekt kalitesinin iyi olması sebebiyle de görsel açıdan iyi bir film. Felaket filmi hayranlarının ellerinde mısırlarıyla severek izleyebilecekleri bir film daha diyebilirim.

   Film ile eleştirilebilecek o kadar çok şey var ki maalesef hangisinde başlayacağımı bilemiyorum. İlk olarak sıralamaya başlarsak senaryo pek yok daha çok hortum ve fırtınalardan oluşan görsel şovlar ile geçiştirilen bir film. Zaten klişe olarak tüm felaket filmlerinde ki gibi Ulu Amerikanın başına tanrı tarafından bir felaket gelir ( Mağdur edebiyatı her zaman kazandırır. ) Bundan sonra ise sıradan halkımızın içinden bir kaç kişi nerede ise tanrı kahraman dediğimiz yapıya dönüşürler ve Amerikan halkı kayıp verse de bu felaketten de kurtulur. Yani Amerikan milliyetçiliği ile halkı pohpohlamak için yapılmış klasik felaket filmlerinin sonuncusu. Diğerleri gibi bunun da senaryosu zayıf görseli iyi.

   Spoiler olacağını bile sanmadığım için söylemekte bir zarar görmüyorum tabi ki filmin başından beri gösterdiği kahramanlarımız hayatta kalıyor. Ama kahramanlarımızı
hayata kalması için benim mantık sınırlarımı almayan bir kurgu vardı. Aynı hortum bir yanda uçakları, koskoca kamyonları havaya fırlatırken kahramanlarımızın saklandığı yolu paramparça nasıl etmiyor anlamak mümkün değil. İki kafadar olan Youtube meraklısı iki arkadaşın da hayatta nasıl kaldığı o devasa hortumlardan o da ayrı muamma. Bunun yanı sıra film de gözümüze sokulan şey ise devasa hortum sonrası ayakta dimdik kalan Amerikan bayrağı oluyor. Bu da benim bir önceki paragrafta söylediklerimi doğrular nitelikte.

   Film ile ilgili en son diyebileceğim nokta ise hortum, fırtına filan anlatmışken en azından küresel ısınma, çevre
sorunları, insan oğlunun çevreye verdiği zarar ile ilgili bir iki cümle araya sıkıştırsınlar ama o konuya da teğet geçmişler ve tüm hortumları doğa üstü olaylara bağlamışlar. Zaten nasıl laf edecekler ki çevreye en çok zarar veren uluslararası şirketlerin çoğu Amerikan kökenli firmalar. Bu da ayrı bir nokta tabi ki.

   Kısaca felaket filmi sevenler için görseli güzel keyif ile izlenebilecek bir film iken senaryo, oyunculuk performansı, sanat ve siyasi açılardan zengin film bekleyenler için zaman kaybı bir film olarak kalacaktır.

   Tüm sinema severlere iyi seyirler...