Öğretmenler Gününüz Kutlu Olsun

Mahmut Hoca:
-Demek bu kamp hayatından hiç ders almadınız.

Tulum Hayri:
-Ders okulda olur hocam.

Mahmut Hoca:
-Burası da okul çocuklar.

İnek Şaban:
-Böyle okul mu olurmuş Mahmut Hoca?

Mahmut Hoca:
Olur.
Okul sadece dört yanı duvarla çevrili, tepesinde dam olan yer değildir!
Okul her yerdir!
Sırasında bir orman, sırasında dağ başı...
Öğrenmenin, bilginin var olduğu her yer okuldur!

Tulum Hayri:
- Allah aşkına hocam, bu okulda insan ne öğrenir?

Mahmut Hoca:
Yaşamayı, mücadele etmeyi, doğa ile savaşmayı öğrenirsiniz!
Bilgili olmayı, en önemlisi kendinize karşı saygıyı öğrenirsiniz!
"Bu saydıklarım eğer bir okulda yoksa, orada sadece bir taş yığını vardır!"

İşte bu sözlerdi hafızaya kazınan; okulun ve eğitimin tanımı.
Eski yılların eğitime verdiği değerin en büyük göstergesiydi Hababam sınıfı.
Günümüzün eğitime ve öğretmene verdiği değeri görmek için ise gazetelerin üçüncü sayfalarına veyahut
Ana haberlerdeki “Dayak”  adı altındaki rezillikleri izleyerek görebiliriz.

Zordur 7 yaşındaki bir çocuğa 15 16 yaşına kadar bilgi verebilmek. 16 yaşından sonra ergenliğe adım atan ve olgun görünmeye çalışan insanları eğitmek onlara rehber olabilmek. Üniversiteyi düşündürmek. Kendi düşüncelerini korkusuzca söyle diye öğüt verebilmek. 20 Yaşındaki bir bireye dersi sevdirebilmek zordur. 
İyi insanlarında Öğretmeni var. Kötü insanlarında…
Yani zorların ve zorlukların mesleğidir Öğretmen olabilmek.

Zordur Mustafa Kemalin ışığından ayrılmadan idealist öğretmen olabilmek.
Yani zordur Mustafa Kemaller yetiştirebilmek…!

Bir Mahmut Hocamız olmadı fakat Mahmut hoca gibi unutulmayan hocalarımız oldu…

Bütün unutulmayan öğretmenlerin “ÖĞRETMENLER GÜNÜ” kutlu olsun.